Haziran 2, 2025

Teknoloji, Bilim ve İnsan Odaklı Sürdürülebilirlik: L’Oréal Türkiye’den Geleceğe Yatırım

Teknoloji, Bilim ve İnsan Odaklı Sürdürülebilirlik: L’Oréal Türkiye’den Geleceğe Yatırım

 

Tekno-güzellik devi L’Oréal Türkiye, ‘Gelecek İçin L’Oréal’ sürdürülebilirlik programı kapsamında geliştirmeye devam ettiği 2030 hedeflerini bilim, teknoloji ve insan odaklı uygulamalarıyla hayata geçirmeye devam ediyor. L’Oréal Türkiye 2025 Dünya Çevre Günü’nde sürdürülebilirlik çalışmalarındaki son gelişmeleri paylaştı. Geçtiğimiz yıl dijital kampanyalarında karbon salınımını azaltmak için 2 markasıyla IMPACT+ iş birliğini duyuran L’Oréal Türkiye, bu yıl bu iş birliğini tüm markalarını kapsayacak şekilde genişletti. L’Oréal Türkiye, pazarlama ve iletişim sektöründe net sıfır karbon emisyonu hedefleyen Ad Net Zero Türkiye oluşumunun da bir parçası olurken, 2010’da lanse edilen ‘Gelecek için L’Oréal’ sürdürülebilirlik programı bilim, teknoloji ve yeni regülasyonlar ışığında gelişmeleri takip ederek sürdürülebilir bir gelecek için attığı adımları kamuoyu ile paylaştı. Türkiye’nin tekno-güzellik devi, aynı zamanda Muğla’da yangın nedeniyle hasar gören ormanlık bölgelere yaklaşık 6000 m²’lik alanı kapsayacak şekilde50 bin tohum topu atımı gerçekleştirerek doğaya katkı sağlama çalışmalarını sürdürürken, ambalaj tüketimini azaltmak amacıyla yeniden doldurulabilir ürün portföyünü de genişletiyor.

Bilimi merkeze alan yaklaşımıyla çevresel olumsuz etkileri azaltmayı hedefleyen L’Oréal Türkiye, sürdürülebilir içerikler ve yeşil bilim ilkeleriyle geliştirilen ürünleriyle sektöre yön verirken; dijital dünyada da daha düşük karbon ayak iziyle etki yaratacak yenilikçi çözümler geliştirmeye devam ediyor. L’Oréal Türkiye, sürdürülebilir dünya için geliştirilen hedefleri doğrultusunda attığı adımları Dünya Çevre Günü’nde duyurdu. Gücünü Teknolojiden Alan Sürdürülebilirlik, Gücünü Bilimden Alan Sürdürülebilirlik ve Gücünü İnsanlar İçin Kullanan Sürdürülebilirlik üç temel başlığı altında gelişmelerini duyuran L’Oréal Türkiye, daha yaşanabilir bir dünya ve sürdürülebilir güzellik için dönüşüm yolculuğunu geliştirmeyi sürdürüyor.

‘Daha yaşanabilir bir geleceği birlikte inşa ediyoruz’

Sürdürülebilir geleceğin önemini vurgulayan ve L’Oréal Türkiye’nin sürdürülebilirlik ile ilgili gelişmelerinden bahseden L’Oréal Türkiye Ülke Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen,

“L’Oréal Türkiye olarak sürdürülebilirliği sadece çevresel bir hedef değil, iş yapış biçimimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. 2020 yılında duyurduğumuz ‘Gelecek için L’Oréal’ hedeflerimiz doğrultusunda da çalışmalarımıza devam ediyoruz. Geçen sene başlattığımız IMPACT+ iş birliğimizde karbon ayak izimizi azaltmak için dijital kampanyalarımızı optimize etmeyi sürdürdük. Bu sene kapsamımızı genişleterek L’Oréal Türkiye çatısı altındaki tüm markalarımızda IMPACT+ uygulamalarımızı hayata geçirdik. Bilim temelli hedeflerle gezegenimizi korumak hedefiyle topluma değer katmak için çevresel ve sosyal projeler geliştiriyoruz. Dijital medya dönüşümünden, yeniden doldurulabilir ürünlerle atığı azaltan ürün portföyümüze; doğayı yeniden yeşerten tohum projelerinden, sektörümüzü dönüştürmeye yönelik kolektif inisiyatiflere kadar her alanda sürdürülebilirlik odağımızı büyütüyoruz. Pazarlama ve iletişim sektöründe net sıfır karbon emisyonunu hedefleyen Ad Net Zero Türkiye oluşumuna da destek olarak sektörel dönüşümün bir parçası olduk. Dahil olduğumuz tüm ekosisteme seslenerek beraber dönüşmenin gücüne inanıyoruz. Bilimi, teknolojiyi ve insanı bir araya getirerek daha yaşanabilir bir geleceği birlikte inşa ediyoruz” dedi.

Gücünü Teknolojiden Alan Sürdürülebilirlik

Dijital dünyada karbon ayak izini azaltmak artık L’Oréal Türkiye çatısı altındaki tüm markaların hedefi

Dijital dünyadaki karbon ayak izini azaltmak için harekete geçen ve sürdürülebilir dijital medya yaklaşımıyla fark yaratan L’Oréal Türkiye, 47 ülkede faaliyet gösteren Fransız start-up IMPACT+ ile yapılan iş birliği kapsamında, Türkiye’de dijital medya yatırımı yapan tüm L’Oréal markaları programatik video reklamlarında karbon salımını azaltma hedefiyle dijital içeriklerin optimizasyonuna gitti. 2024 itibarıyla L’Oréal Türkiye, dijital medya iletişimlerinde sürdürülebilirlik odaklı bir dönüşüm başlattı. IMPACT+ çözümlerinin tüm dijital medya planlarına entegre edilmesiyle, Çevresel Sürdürülebilirlik Programı (ESP) kapsamında dijital kampanyalardan kaynaklanan karbon emisyonlarında  bir uçağın dünyanın çevresinde yaklaşık 12 tur atmasına eşdeğer karbon etkisine denk gelen oranda tasarruf sağlandı.  İş birliği kapsamında kreatif dosya boyutlarının küçültülmesi, daha az veri aktarımı, bağlantı ve cihaz hedeflemeleri gibi stratejilerle 2025 yılı sonuna kadar dijital kampanyalardan kaynaklı karbon ayak izini azaltmak hedefleniyor.

Yürütülen iş birliğiyle, kreatif dosya boyutlarının küçültülmesi, daha az veri aktarımı sağlanması ve bağlantı ile cihaz hedeflemeleri gibi çevreci stratejiler hayata geçirildi. L’Oréal Türkiye, dijital medya kaynaklı karbon ayak izini azaltmaya ve sürdürülebilirlik yolculuğuna tüm tutkusuyla devam edecek.

L’Oréal Türkiye Ad Net Zero Türkiye karbon hedeflerine katkı sağladı

L’Oréal Türkiye, REPİD (Reklam ve Pazarlama İletişimi Derneği) çatısı altında ve sürdürülebilir iletişim pratiklerinin yaygınlaşması amacıyla hayata geçirilen Ad Net Zero Türkiye oluşumunun destekçileri arasında yer alıyor. Küresel ölçekte üyesi olan L’Oréal, pazarlama ve iletişim sektöründe net sıfır karbon emisyonu hedefi doğrultusunda beş ana eylem alanı belirleyerek sektör genelinde dönüşüm yaratmayı amaçlıyor. L’Oréal Türkiye, bu alanlarda hem kendi operasyonlarında hem de medya stratejilerinde dönüşüm yaratarak sektörel değişime öncülük ediyor. 

Gücünü İnsanlar İçin Kullanan Sürdürülebilirlik

‘Gelecek için L’Oréal’ Sürdürülebilirlik Programı’nda geleceğimiz için bilim ışığında hedeflerini hayata geçirmeye devam ediyor

Sürekli gelişen çevre bilimindeki en güncel verileri dikkate alarak, teknolojinin sunduğu yeni olanaklara uyum sağlanması doğrultusunda gerekli aksiyonları alan ‘Gelecek için L’Oréal’ sürdürülebilirlik programı, 2030 yılına kadar en kapsamlı sürdürülebilirlik hedeflerini içeriyor. Bu hedefleri bilim temelli ve ölçülebilir stratejilerle destekleyen L’Oréal, sürdürülebilirlik adına geliştirmeye devam ettiği hedefleriyle şeffaflık sağlıyor. L’Oréal çevresel, toplumsal ve iklimsel alanlarda yenilikçiliği ve sorumluluğu bir araya getiren bir yol haritası izliyor. ‘Gelecek için L’Oréal’ Sürdürülebilirlik Programı’nda ‘iklim değişikliğiyle mücadelede liderlik etmek’, ‘doğayı geleceğe taşımak’, ‘döngüselliği sağlamak’ ve ‘toplulukları desteklemek’ temelleri üzerine kurulan; sürdürülebilirlik hedefleri geliştirilmeye devam ediyor.

Bu bütünsel bakış açısı, L’Oréal’in sürdürülebilirliği yalnızca çevresel bir sorumluluk değil, aynı zamanda insan ve toplum odaklı kapsayıcı bir dönüşüm aracı olarak gördüğünü ortaya koyuyor.

Yeniden doldurulabilir ürünler ile dönüşüm: Daha az atık, daha fazla sürdürülebilirlik

Atığı azaltmak amacıyla L’Oréal Türkiye, yeniden doldurulabilir ürün portföyünü genişleterek tüketici alışkanlıklarını değiştirmeyi hedefliyor. Parfüm, cilt ve saç bakımını kapsayan birçok ürün, evde veya satış noktalarında yeniden doldurulabilir ürünler sunuluyor. Tüm ürünlerin yeniden doldurulabilir, geri dönüştürülebilir veya kompost yapılabilir hale getirilmesi amacıyla L’Oréal 2030 yılına kadar saf plastik miktarını %50 azaltmayı, ambalaj malzemelerinin %50’sini geri dönüştürülmüş ya da biyobazlı kaynaklardan sağlamayı, ambalaj yoğunluğunu %20 azaltmayı hedefliyor.

Ayrıca ürün bileşenlerinin %75’inden fazlasının doğadan veya geri dönüştürülmüş kaynaklardan, kullanılan biyobazlı içeriklerin ise en az %90’ının sürdürülebilir biçimde temin edilmesi planlanıyor.

2030’a kadar sosyal etkiyi büyütme hedefi

L’Oréal, 2020 yılında başlattığı ‘Gelecek İçin L’Oréal’ Sürdürülebilirlik Programı kapsamında yalnızca çevresel değil, aynı zamanda toplumsal kalkınma ve eşitlik hedeflerini de önceliklendiriyor. 2030 yılına kadar 100.000 dezavantajlı bireyin işe erişimini sağlamak, 5 milyon kadının güçlenmesine katkıda bulunmak ve 10 milyon kişiye markalarımızın çevresel ve sosyal fayda programlarıyla ulaşmak taahhütleriyle sosyal etkisini artırmayı hedefliyor.

Bilim temelli, ölçülebilir ve insan odaklı bu yaklaşım; L’Oréal Türkiye’nin sürdürülebilirliği iş yapış biçiminin merkezine alarak, toplumu da bu dönüşümün bir parçası haline getirme vizyonunu yansıtıyor.

50 bin tohumla doğaya katkı

L’Oréal Türkiye, gezegenimizin sınırlarına saygı duymak adına hedeflerini sadece üretim süreçlerinde değil, çevrenin ve toplumun her katmanında hayata geçiriyor. 2025 Yurttaşlık Günü Etkinlikleri kapsamında, Ecording ve Sosyal İklim Derneği iş birliğiyle yürütülecek projeyle; orman yangınlarından zarar gören bölgelerde, Muğla özelinde belirlenen alanlara drone teknolojisiyle, 6000 metrekare alanı kapsayacak şekilde 50.000 tohum topu bırakacak. L’Oréal Türkiye çalışanlarının gönüllü katılımıyla tohumların hazırlanacağı projede, doğaya kolektif katkı sunulması hedefleniyor. Tüketicilerin %76’sı iklim değişikliği konusunda endişe duyarken, L’Oréal Türkiye bu bilinçle çevre dostu tüketim tercihlerine rehberlik ediyor.

Gücünü Bilimden Alan Sürdürülebilirlik

İlhamını doğadan alan bilimsel dönüşüm

L’Oréal, inovasyonlarını çevreyle uyumlu hale getirmek amacıyla “Yeşil Bilim” yaklaşımını merkezine alıyor. Grup genelinde ürünlerin %65’i bitki temelli veya yüksek mineral içerikli doğal bileşenlerden oluşuyor. Bu dönüşüm, yalnızca içeriklerin doğasını değiştirmekle kalmıyor; doğayla kurulan ilişkiyi de yeniden tanımlıyor. Sürdürülebilirliğin sınırlarını yeniden çizen L’Oréal, çevreye saygılı üretim modelleriyle sektörüne öncülük etmeye devam ediyor.

Yeşil bilimle gezegen dostu güzellik

L’Oréal’in 1 milyar euro yatırım yaptığı yeşil bilim stratejisi ile, yalnızca alternatif içerikler geliştirmeyi değil, aynı zamanda doğayla daha güçlü bir uyum içinde güzellik ürünleri üretmeyi hedefliyor. Bu strateji; yüksek performanslı bileşenleri yenilenebilir bitki bazlı kaynaklardan, atık azaltımı ve düşük enerji kullanımı prensipleriyle geliştirmeyi içeriyor. Bu çalışmalar sayesinde atık miktarı azaltılıyor, enerji tüketimi minimuma indiriliyor ve yüksek performanslı içerikler doğayla uyumlu yöntemlerle elde ediliyor.

Sürdürülebilir tarım ve etik tedarik zinciri

L’Oréal’in sürdürülebilirlik vizyonu; su kaynaklarının korunması, toprak kalitesine duyarlılık, biyoçeşitliliğin sürdürülmesi ve karbon ayak izinin azaltılması gibi sürdürülebilir tarım ilkeleri doğrultusunda şekilleniyor. Bu ilkeler doğrultusunda yapılandırılan tedarik zinciri, markanın çevreyle kurduğu etik bağın temelini oluşturuyor. La Roche-Posay’in ikonik ürünü Cicaplast Baume B5, bu yaklaşımın canlı bir örneğini sunuyor. Üründe kullanılan içerikler, sürdürülebilir tarım prensipleriyle elde edilerek hem çevreye saygılı üretimi temsil ediyor hem de hassas ciltler için etkili onarım sunuyor.

Yeşil ekstraksiyon teknolojisiyle doğaya saygı

L’Oréal, doğal kaynakları (biyo)kimyasal dönüşüme uğratmadan formülasyona dahil etmeye olanak tanıyan yeşil ekstraksiyon teknolojileri sayesinde çevre dostu üretim süreçlerini bir üst seviyeye taşıyor. Bu yaklaşımın somut bir örneği, Lancôme’un ikonik Absolue Serum formülasyonunda görülüyor. Bu teknolojiyle, doğal kaynakların korunmasına özen gösterilerek kimyasal dönüşüm süreçleri minimuma indiriliyor ve çevreci içerikler, çevreye zarar vermeden yüksek verimlilikle elde ediliyor.