Sosyal Medya

Genel

Nobel Kimya Ödülü Prof. Aziz Sancar’a verildi

Nobel Kimya Ödülü'nü kanser konusunda çalışma yapan ve "ritmik saat" terimini bulan Prof. Aziz Sancar ile Tomas Lindahl ve Paul Modrich kazandı.

Nobel Kimya Ödülü’nü kanser konusunda çalışma yapan ve “ritmik saat” terimini bulan Prof. Aziz Sancar ile Tomas Lindahl ve Paul Modrich kazandı.

“Biyolojik saat” ve “DNA tamiri” üzerine çalışmaları bulunan Prof. Aziz Sancar Nobel Kimya Ödülü’ne layık görüldü. Bu, Türkiye’ye gelen ikinci Nobel ödülü oldu. Daha önce de Nobel Edebiyat Ödülü’nü Orhan Pamuk kazanmıştı.

Yurtdışında yaptığı çalışmalarla Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi’ne kabul edilen üç Türk vatandaşından biri olan Prof. Aziz Sancar ile birlikte Nobel Kimya Ödülü Tomas Lindahl ve Paul Modrich arasında paylaştırıldı.aziz-sancar-nobel-300x225

İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, İsveç Akademisi, Karolinska Enstitüsü ve Norveç Nobel Komitesi tarafından verilen Nobel ödülleri açıklandı. Nobel Kimya Ödülü’ne layık görülen üç kişi arasında Türk bilim adamı Aziz Sancar da yer aldı.

Geçen yıl kimya dalındaki ödülü Almanya’dan Stefan Hell ve Amerika’dan Eric Betzig ve William Moerner mikroskop alanındaki çalışmalarıyla kazanmıştı.

Aziz Sancar’dan ilk açıklama: Çok şaşkınım

Nobel Komitesi’ne ödülü kazandığı için şaşkın olduğunu söyleyen Sancar, “Yarım saat önce bir telefon aldım. Eşim açtı ve beni uyandırdı. Hiç beklemiyordum. Çok şaşkınım. Tutarlı olmak için elimden gelenin en iyisini yaptım” dedi.

Nobel Medya Merkezi’nden Adam Smith’in sorularını yanıtlayan Sancar, ödülü kazanan ilk Türk bilim insanı olduğu hatırlatıldığında “Bilim adamı olarak evet. Ama Orhan Pamuk, 2006’da Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmıştı” dedi.

Ülkem adına gururluyum

Smith’in, Türkiye’de de büyük kutlamalar olacağını belirtmesi üzerine Sancar, “Evet sanırım olacak. ‘Nobel ödülünü ne zaman alacaksın’ diye yıllardır sorup duruyorlardı. Ülkem adına da gurur duyuyorum” ifadesini kullandı.

Futbolcu olabilirdi ama…

Fransız haber ajansı AFP, konuya ilişkin haberinde Sancar’la ilgili ilginç bir anekdota yer verdi. Buna göre; yedi kardeşi olan Sancar, küçükken futbolcu olabilirdi. Genç Milli Takım’ın kaleciliğine çağrılan Sancar, akademik hayatı yeşil sahalara tercih etmiş.

“The Times’a kapak olmuştu”

Ailelerinin halen Savur’da yaşadığını vurgulayan Sancar şunları söyledi:

“Liseyi Mardin’de okumuştu, Diyarbakır’da tıp okudu. Aramızdaki yaş farkı nedeniyle birlikte fazla vakit geçirmemiz söz konusu olamadı. Zaten üniversiteden sonra yurtdışına çıktı. Son yıllarda çok fazla görüşme şansımız olmadı. Ara ara aile toplantılarında görüşüyorduk. En son Koç Bilim Ödülünü aldığında görüşmüştük. The Times’e daha önce kapak olmuştu. Başından beri çok yetkin bir bilim insanıydı. Bu ödülden önce de dünyanın bilim alınında çok iyi tanıdığı, çok yetkin çalşımaları olan bir bilimadamı. Ben de çalışmalarını takip ediyorum. Bu ödülle başarısı taçlanmış oldu. Ülkemiz için olduğu kadar benim için de ailemiz için de büyük bir gurur.”

Hiç yıpranmayan bedenin sırlarını çözüyor

DNA tamiratının ve orta beyindeki biyolojik saatin işleyişini “moleküler düzey”de çözen Prof. Dr. Sancar, çalışmalarının önemini Radikal’e anlatmıştı.

Moleküler biyoloji alanında yaptığı çalışmalarıyla 2007 yılında Vehbi Koç Ödülleri’nin altıncısını kazanan Prof. Dr. Aziz Sancar, bütün dünyada ilgiyle izlenen çalışmalarını anlattı. Radikal’de 2007 yılında yer alan haber şöyle:

Prof. Dr. Aziz Sancar’ın ödüllendirilen iki projesi vardı. İlki DNA onarımı, diğeri insanın biyolojik saatiyle ilgili. 34 yıldır hücrelerin DNA tahribatına nasıl tepki verdiğini aydınlatmaya çalışan araştırmacı, sonunda DNA onarımını yapan enzimleri ayrıştırmayı başardı.

Prof. Dr. Sancar, “DNA onarımı hem kanserin önlenmesi için hem kanser tedavisi için önemli. DNA onarımı yapan enzimleri ayrıştırıp onların mekanizmasını aydınlattık” dedi. Bilim çevreleri DNA’nın kendisini nasıl onardığının anlaşılmasının, hem vücutta hiç kanser oluşmaması hem de oluşmuş olan kanserlerin tedavisi konusunda yeni yöntemler geliştirilmesinde son derece önemli olduğunu vurguluyor.

Prof. Dr. Sancar’ın biyolojik saatle ilgili çalışmaları da birçok hastalığın tedavisinde yol gösterici olacak. Sancar 11 yıldır ilgilendiği biyolojik saatin, orta beyinde bir merkez olduğunu anlattı:

“Uygulama yakında”

Sancar şöyle konuştu:

“Orta beyinde bütün vücut fonksiyonlarını, vücut ısısını, tansiyonu, ne zaman uyuyup ne zaman uyandığımızı ve bunun gibi her şeyi ayarlayan bir merkez vardır. Son on yılda bunları kontrol eden dört gen bulundu. İlk geni biz izole ettik. Buna ‘kriptokrom’ adını verdik. Bizim çalışmamız, o alanda çalışan diğer araştırmacıların katkısıyla o biyolojik saatin molekül seviyede nasıl çalıştığını aydınlattı. Biyolojik saat birçok sağlık konularında örneğin ruh sağlığı, depresyon, uyku bozuklukları, ayrıca kanser tedavisinde önemlidir. İlacın ne zaman verilmesi, biyolojik saat sayesinde belirlenebilir. Bu araştırmalarımın inşallah ileride tıpta uygulaması olacak. Şu anda uygulaması yok ama yakında olacak.”

“Memleketten ödül almak…”

Aziz Sancar, Mardin’in Savur İlçesinde, okuma yazma bilmeyen ancak eğitime önem veren sekiz çocuklu bir anne – babanın çocuğu olarak doğdu. İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Yurtdışında yaptığı çalışmalarla Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi’ne kabul edilen üç Türk vatandaşından biri oldu.

Kuzey Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü Başkanı Sancar, “Türkiye’de ne ödül olursa benim için çok onur verici” dedi, “Kendi memleketimdir, çok sevindirir beni. İTÜ, Koç ve Boğaziçi üniversitelerinde konuştum. Öğrencilere güç veriyoruz. Onlara da söyledim. İnşallah bizden daha iyisini yaparlar.”